DY

DY

Tuesday, 29 May 2012

Mantık bunun neresinde ?

24 Mayıs'ı 25'ine bağlayan geceydi, kan bağı taşımasamda aslında kan bağı taşırmışcasına üzüldüğüm bir geceydi. Şarkılarını aslında "pekde şu ara tarzım değil" diyerek dinlemek  istemediğim adamdı o gece. Şimdi sonsuza kadar dinleyecekmişim gibi ve asla sıkılmayacakmışım gibi bütün şarkıları. Neden mi? Çünkü ortak noktamız var, hemde hayatlarımızın en önemli varlığı bu ortak noktamız. söz konusu bu olunca sanki ona daha daha yakındım... Sanki benim parçamı aldılar götürdüler gibi....Cümlelerim parça parça biliyorum bugün, içimde düşüncelerimde öyle çünkü. Affedin. Daha önce birşeyler yazmayı denedim. Yapamadım kafam çok dağınıktı halada öyle ama en azından biraz daha içim suskun. Düşüncelerimden uzaklaşmak için denediklerim eh işte işe yarıyor çünkü şuanda. Mantığımla yazıyorum...

Eftal Küçük

1961 yılında Ankara’da dünyaya gelen Eftal KÜÇÜK, 1979 yılında Yeni Türkü’ye katıldı. Gruptan ayrıldığı 1984 yılına kadar bütün konserlerde ve albüm kayıtlarında gitar, buzuki ve Karadeniz kemençesi çaldı. 1985 yılında Tolga ÇANDAR, Erkan OBAN ve Bahadır SUDA ile Çağdaş Türkü isimli müzik grubu kurdu ve grupla birlikte Bekle Beni (1986) ve Delikanlıya (1987) adlı albümleri yayınlandı. Elektrik ve elektronik mühendisi olarak başladığı profesyonel kariyerini, 1987 yılında kendi kurduğu mühendislik şirketinde sürdürmektedir.
Eftal KÜÇÜK 1961 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Liseyi Mimar Kemalettin Lisesi’nde tamamlayan KÜÇÜK, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden 1985 yılında mezun oldu.
Müziğe ilkokul sıralarında mandolin ve gitar çalarak başladı. Bu dönemde kısa bir süre Devlet Opera ve Balesi’nde bale eğitimi de alan KÜÇÜK, lise yıllarında TRT’de yayımlanan Telespor Sizlerle isimli televizyon programında okuduğu liseyi gitar çalarak temsil etti ve birinciliğe layık görüldü. Lise yıllarında çeşitli amatör gruplarla birlikte müzik yapan KÜÇÜK, ilk bestelerini de bu dönemde yapmıştır. Yine kendi kurduğu amatör müzik grubuyla, TRT 3 Radyosu’nda yayınlanan Stüdyo FM isimli programa katılmıştır. Bu programa katılması, ODTÜ’deki müzik topluluklarına kendini kolayca kabul ettirmesini sağlamıştır.
1979’un Ekim ayında Derya KÖROĞLU’nun davetiyle Yeni Türkü’ye katıldı. Grupta bulunduğu 5 yıl boyunca, gitar, buzuki ve Karadeniz kemençesi çaldı. 1984 yılında grup üyelerinin birçoğunun İstanbul’a taşınması nedeniyle gruptan ayrıldı ve Çağdaş Türkü isimli müzik grubunu Tolga ÇANDAR, Erkan OBAN ve Bahadır SUDA ile birlikte kurdu. 1986 yılında Bekle Beni ve 1987 yılında Delikanlıya isimli iki albüme imza attılar.
Üniversiteden mezun olduğu 1985 yılında, elektrik ve elektronik mühendisi olarak başladığı profesyonel kariyerini, 1987 yılında kendi kurduğu mühendislik firmasında sürdürmektedir.
Evli ve 1 çocuk babasıdır.

Yer Aldığı Albümler

Akdeniz Akdeniz; Buzuki, Karadeniz Kemençe, Gitar.
Film Müzikleri
; Buzuki, Karadeniz Kemençe, Gitar.
Yeni Türkü - Çekirdek Sanatevi Resitali; Buzuki, Karadeniz Kemençe, Gitar


Eftal amca sakin bir adamdı. Nadir gülen yüzü vardı benim gördüğüm. Esprilerime gülünce kendimi iyi hissediyordum sanki. Mehmet Can ile olduğu zamanlarda ise onu izliyordu. İkimiz varsak bir ona bir bana bakıyordu konuşmasada izliyordu. Şarkı sözü yazdığını çok sonra öğrenmiştim. Şarkı sözlerini okuyunca onu gerçekten tanımaya başlamıştım aslında.... Çaldığı enstrümanlardan ziyade yazdıklarıydı beni ilgilendiren. Çok dile getirmesemde şarkılarını dinlemektense sözlerini okumayı tercih ettim. Bir şairi daha iyi tanımanın yolu biyografisini okumak değil şiirlerini okumaktır. Öyle dokunursun ona, ruhuna kalbine.... Oğlunu mükemmel yetiştirmiş, mükemmel eserler yaratmış, bir çağın adamı olmuş Eftal Küçük. Daha fazla tanımayı belki daha rahat rahat konuşabilmeyi çok çok isterdim. Kafamdaki planları ona daha erken sölemeyi isterdim...

Keşkelerin olmadığı bir yerler istiyorum. İyi insanlar ölmesin, iyi insanlar eserleri ile anılmasın sadece istiyorum. Yanıbaşımızda otursunlar, sohbet edelim onlar sağlıklı sıhatli olsun, onlar daha çok yaratsın biz daha daha büyüdükçe daha güzel anlayalım onları daha bilerek dokunalım kalplerine...

Yazıları mantığımızla yazarız, düşüncelerimiz mantıklı olmalı ama neden şiirler şarkılar ve ölüm mantıksız?  soruyorum....!

Kendi kendime kimse bilmeden bir söz verdim ben Eftal amcaya... Hiç merak etmesin....





DY.

Monday, 14 May 2012

'09 OCAK - şiir defterinden masterpiece ler

ezbererim değişti,
uykularım bölük pörçük
gözlerim kapanıyor yok yere
arada bir dolmalarıda cabası
sarı renkli bir dua bu
ya da çoktan eskimeye yüz tutmuş bir eldiven
sesimin karıştığı sözler,
bilmediğim yüzler,
bildiklerimin yanında o kadar sırıtıyor ki.
nasıl yerine oturacak parçalarım bilmiyorum
bir arada tutan parçalarım kayıp
bulmak için güneşin doğması gerek
saat daha geç...
ne olur biri açsın ışıkları


--------------------------------------------


sessiz 
çıt çıkmasın
öldürdüm ben onu
kimseler duymasın
attım bie nehire
dönüp dolaşıp bana gelsin diye
inan hiç kan akmadı
onu öldürdüğümü o bile duymadı


-------------------------------------------




yeşil duvarlar
sarı turuncu masalar
onların üstünde beyaz papatyalar
anlamlı olsun diye kibarlaşanlar,
farkında değiller renker solmuşlar

-----------------------------------------

siyah cümleler kurmaktansa
bembeyaz susmalar tercih ediyorum
gönlümün pencereleri buğulu
kapıları sessiz
kimseye hoşgeldin diyemem
sana daha hoşçakal dememişken

----------------------------------------

*('09 Ocak)

**şiirler kimseye itaf edilmemiştir. karalamalarımdan çıkanlardır....sadece uzun zamandır bu kadar güzel şiir yazamamışken eski şiirlerimin ne kadarda güzel ve içten olduğunu farkettim ve her zamanki gibi paylaştım.

Sevgiler DY