DY

DY

Wednesday, 24 August 2011

"X?!:)=_!Sé" üstüne

iki günlük izinden sonra (hasta gibiydim halsizdim yorgundum vs vs) işe geri dönmek zor oluyor ancak sabah kalktığım saat 7:30 ve evden çıkana kadar (8:45) yaptığım rutinlerden çok memnunum aslında. Erken kalkmak bir yana dursun, Londrada unuttuğum kahvaltı kültürünü tekrar hayata geçiriyorum. Annemin 3 hafta olmaması sebebiyle yani aslında anneannem ile bodrumda olması nedeni ile :), annemin bahçe çiçekleri ve anneannemin menekşeleri benim sorumluluğum altında. sabah teker teker onları suluyorum, minik'i seviyorum, tüylerini tarıyorum ve kahvaltı yapıyorum. çayımı keyifli keyifli annemin çiçeklerine bakarak içiyorum. sonra bir gayret yola koyuluyorum. 5 dk süren bir yolculuktan sonra Bakanlık'a ulaşıyorum...masama oturup bilgisayarımı açıp Başkan ile günün kritiğini yaptıktan sonra işlere koyuluyorum. öğle vakti eve kaçıp minik ile vakit geçirip yemek yiyip dinlenip işe geri dönüyorum. akşam ise 5 dedimi saat güle güle...off to home herkes gibi. yemekdi etreaf toplamacaydı derken sevgilim ile yemek geliyor ardından en güzel zamanıdır zaten günümün. şarap sohbet dvd. şahane!  genelde "çankaya"mız oluyor yada değişik biralarımız :)

tabiki kamuda çalışmanın sıkıntıları var ancak devlet dairesinde öğrendiğim şeylerin yanında solda sıfır kalıyor. ingilizcem birazcık körelsede altyazısız dvdlerimiz gayet başarılı bir kompresör görevi görüyor bu bağlamda.

başka değişik bir konu var kafamda; evlilik. etrafımdaki dostlarımın (başak gökçe) dışında :p çoğu evlendi evlneiyor nişanlanıyor vs vs. daha bugün Aynurkonun "isteme" haberini duydum, geçen hafta Beldemiki Apocuk istedi ve yüzükler takıldı falan filan :) harika değilmi? bir yandanda erken değilmi diyorum...yani çalışıp birikim yapmadan evlenilirmi kardeşim? aslında evlilikten ziyade ben şu ilk başlardaki olaylara geriliyorum sanırım. nişan söz? söz-nişan benzer şeyler. söz daha gayri resmi nişan ise dönüşü zor bir kurum. evlilik ise...hayat arkadaşın olduğunun göstergesi artık resmi olarak yani. nişan-söz ve evlilik arasında geçen zamana ne demeli? o neden peki? amacı ne? yani o kadar uzun sürüyorki bazılarının...manasız geliyor bana. abim mesela Tolga Yılmaz, 1 ay içinde Yaseminciğe evlenme teklif etti sözlendiler nişanlandılar istedik kızı ve hoop nikah masası. en mantıklısı en şahanesi. ne o öyle uzatmalar. Beldemik ile Apocukta yanen böyle yapıyorlar. 3 senelikj bir ilişkiden sonra 4 ay içinde söz nişan nikah. e harika! kaçırmadan büyüsünü. en güzeli. mutluluklar hepsine.

ben evlilik hakkında ne mi düşünüyorum;? hayatıma giren insan sayesinde olumlu ve güzel bakıyorum. içimi ısıtıyor hayat arkadaşı kelimesi ama herşey bir imza değil tabiki değilmi? evlilik aşk tan daha güzel ve özel olamaz. ki evliliğik aşkı öldürdüğü bir gerçek. erkek arkadaşınız ile bakın 1 ay aynı evde yaşayın 1.ayın sonunda her eve geldiğinde ona sarılmanızın kuvveti azalıyor azalacaktır. insanız...ve nankörüz. sonrada ardından klasik evlilik zorunları..allah korusun tabiki ama %85 in içinde değilsek değilseniz yada değilseler şanslıyız şanslılar şanslıdırlar umarım :)

ama herşeye rağmen güzel bir şey oolsa gerek. sevdiğin adam ile senin evin, senin tabakların çatalın ve senin halın yada senin mutfağın banyon. :) sound like a plan gibisinden. neyse herşeyin büyüsü kaçmadan ben bitiriyorum yazıyı. fazla düşündüm durduk yere şimdi TSH'a odaklanacağım. sol beyin lobu çalışmalı birazda....edebiyat okuduk yeter 8 sene...yazdık yeter :)


ciao!


D.Y.

No comments:

Post a Comment