DY

DY

Monday, 16 November 2015

geçmiş zaman

çabalıyordu,
koşuyordu,
yürümekten ziyade koşmayı tercih ediyordu.
eskiyi hatırlamaktansa,
önüne bakıyordu.
zorlanmıyor değildi.
kolay olmuyordu hiç bir şey.
ölmek bile bu kadar kolay değilken,
yaşamak nasıl kolay olsundu.
merhabalar tükenirken,
kalbini sıcak tutmak ne kadar zordu.
başlardan başlamak,
uzaklardan yürümek,
adım atamazken,
koşuyordu!
denemekten ziyade yapıyordu.
söz verip sözünde duruyordu.
vücuduna değildi eziyeti,
kalbineydi,
tam da sol yanına...
umudunu kaybetmemek için,
yeni umutlar türetiyordu,
tükendikçe bir yenisi daha,
onlar olmazsa başka bir tane daha.
bir tane daha,
sonra bir tane daha...
sonsuza kadar masallara inanacaktı.
sonsuza kadar prensin gelip,
uzun saçlı güzel kızı kurtaracağına inanacaktı...
inanıyordu...



Sevgiler D.Y.

Wednesday, 4 November 2015

"UZAK"

Uzak kelime anlamı ile ;

  1. Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı
    Örnek: Mualla, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu. P. Safa
  2. Arada çok zaman bulunan.
  3. Eli, gücü veya hükmü yetişmez.
  4. İhtimali az olan.
  5. Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan
    Örnek: Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz. P. Safa
  6. Yer.
  7. Uzak yer.  
olarak geçiyor. Ancak "uzak" benim için biraz daha farklı... İsmi belli, sıfatı ezberimde, sesi kulağımda, sevgisi gözümün önünde, kalbimin yarısı ellerimde ve geleceğim muammasında. Bu ara ve uzun zamandır yazı veya şiir yazamamın sebebi, belirsiz ve tasalı bir yandan da endişeli ancak umutlu ve aşık halimden. Yoksa hayat aslında ne kadar da güzel ve umut dolu. Biraz daha çekmeli içine nefesi, azıcık daha umutla dolup göyüzüne daha çok bakarken daha fazla kuş saymalı. Demedi demeyin...


SEVGİLER
DY