DY

DY

Friday, 17 August 2012

HAPPY

I FEEL 

MYSELF 

LUCKY 

FOR BEING 

ME


                                                                                :)

Wednesday, 15 August 2012

Bir an

Bir an:

Gözlerini açtığında konuşamayacak kadar sarhoştu
dili döndüğünce konuşmaya anlatmaya çalışıyordu.
Bana döndü ve çatal sesiyle,
"hep sev" dedi.
elindeki defne yaprağını kokladı,
Nefesini duyabiliyordum.
ikimizde sustuk.
Yağmurun sesi çınlıyor gibiydi.
Tekrar konuşmayı denedi.
Yapamadı,
Uykuya daldı.
Uykusunda sayıklıyordu
"sev sev sevmek en kolayı yavrum"
Diyordu....



Sevgiler DY




Wednesday, 8 August 2012

50 Ways to Say Goodbye (FUN)

Hey! The music video that you will be watching in the next 5 mins (if you want to) is about a man who was left by his girl friend and the dramatic moments of him that he lives in a market after one of his friend asked "where is your girlfriend? She is always with you?".

I've just put down the lyrics for you to make you enjoy the video more and feel the funny similies inside it. On the other hand it is a little bit sad though... :)

Cheers!

enjoy!
 
                                              

"50 Ways To Say Goodbye"

My heart is paralyzed

My head was oversized
I'll take the high road like I should
You said it's meant to be
That it's not you, it's me
You're leaving now for my own good

That's cool, but if my friends ask where you are I'm gonna say


She went down in an airplane

Fried getting suntanned
Fell in a cement mixer full of quicksand
Help me, help me, I'm no good at goodbyes!
She met a shark under water
Fell and no one caught her
I returned everything I ever bought her
Help me, help me, I'm all out of lies
And ways to say you died

My pride still feels the sting

You were my everything
Some day I'll find a love like yours (a love like yours)
She'll think I'm Superman
Not super minivan
How could you leave on Yom Kippur?

That's cool, but if my friends ask where you are I'm gonna say


She was caught in a mudslide

Eaten by a lion
Got run over by a crappy purple Scion
Help me, help me, I'm no good at goodbyes!
She dried up in the desert
Drowned in a hot tub
Danced to death at an east side night club
Help me, help me, I'm all out of lies
And ways to say you died

I wanna live a thousand lives with you

I wanna be the one you're dying to
Love...but you don't want to

That's cool, but if my friends ask where you are I'm gonna say

That's cool, but if my friends ask where you are I'm gonna say

She went down in an airplane

Fried getting suntanned
Fell in a cement mixer full of quicksand
Help me, help me, I'm no good at goodbyes!
She met a shark under water
Fell and no one caught her
I returned everything I ever bought her
Help me, help me, I'm all out of lies

She was caught in a mudslide

Eaten by a lion
Got run over by a crappy purple Scion
Help me, help me, I'm no good at goodbyes!
She dried up in the desert
Drowned in a hot tub
Danced to death at an east side night club
Help me, help me, I'm all out of lies
And ways to say you died

Kocaman kırmızı

Elimde kocaman kırmızı bir top
Nereye atarsam oraya gidecek.
Sıcak ülkelerde rengi solacak.
Soğuk ülkelerde ise donacak.
Yağmurda ıslanacak,
Karda üşüyecek.
Güneşte eriyecek.

Kim bilir belki senin ayaklarına gelecek.
Sen dokunacaksın ona.
Sonra kafanı kaldırıp beni göreceksin.
Sahil kenarı olacak büyük ihtimalle.
Ben hala ufak tefeğim,
Sende aynısın....
Çok zaman geçmiştir oysa.
Kırmızı kocaman topu bana verirsin belki.
Ellerinin değdiği yer hala sıcaktır.
Kim bilir....

Kokunda siner mi ona?
Benimle gelse her yere...
Gitmek olmak istediğim her yerde benimle gelse.
Tatlı uykularımda,
Korkunç rüyalarımda,
Karanlık korkumda,
Özlemlerimde,
Deniz kabuğundan gelen seslerde...
"Damla" dediğini duyarım belki.
Ellerinin sıcaklığı kalmıştır belki gerçekten?
Kaybettiğim resimleri bulurum o anda belki.
Sıcak bir ülke ise renkleride solmuştur değil mi?
Kocaman kırmızı topun sana değdiği yer,
İlk nefesini hissettiğim yerden o kadar uzak ki...
Onu anlarım belki biranda
Sonra çok üzülürüm ama değil mi?

Gitme ihtimalimi biliyorum ben.
Kalma ihtimalimide.
Kırmızı renkler ile neler yapabileceğimide.
Yeter ki kalbim yerinde dursun.
Yeter ki aklımla aynı yerde olsun.
Tüm ülkeler, tüm renkler, tüm denizler,
Tüm kokular, tüm iklimler....
Sana çıkar.
Zorlandığı yerde ben sana çıkartırım hepsini meraketme.
Kimse merak etmesin.
Dünyayı taşıdğım kalbim bunuda yapabilir, değil mi?


Sevgiler DY



Tuesday, 7 August 2012

Balıkçı

Kendini bilmişsin sen.
Ukalanın teki.
Umursamaz duygusuz.
Yalan söyler rakı içersin.
Gözlerin kapkara.
Ellerin gazete lekesi.
Adın ne bilmem.
Balıkçı mıydın?
Hangi balıkları tutarsın?
dolar mı ağların?
Özlemez misin kıyıyı?
Özlediğinde mi içersin?
Sen söyle biraz sen anlat kötü adam isen.
Gözlerin görmüyor mu artık?
Yalan söylemekte niye?
Elbet hikayen olmalı senin de.
Bir sevdiğin,
Ellerinin yağlıboya olduğu bir zaman.
Temiz pak giyindiğin,
Parlak makosenler giydiğin.
Belki şapka bile takıyordun.
Gazetenin yanında bir puro vardı belki.
anlat bize bilelim.
Anlat vazgeçmiş ve vazgeçilmiş olmak ne demek.


Sevgiler DY

Nasıl olurdu?

Nasıl olurdu acaba?
Neden olurdu acaba?
Yağmur yağmasaydı.
Hava bulutlardan arınabilseydi.
yıllar sonrasına fikrimiz olurmuydu?
Gözlerden ırak sahil kasabasında yaşayanları,
Verandalarda mangalda balık yapanları,
Orada mutlu olanları görebilirmiydik?
Güneşin başka doğduğunu görebilirmiydik?
Herkesin sonbahardan uzak,
En yakının yaz olduğu birşeyler...
Yolun en başında bile o verandanın rengini bilebilmek...
O kadar uzakmıdır?
Nasıl olurdu vazgeçmiş olmak?
Neden olurdu?
Dönüp bakabilmek nasıl olurdu?

Wednesday, 1 August 2012

Yaş 26, 26 Temmuz 2012

Yarın ki dersime hazırlık yapmam gerekirken kendimi yine blogumda buldum. Çok değil 26 sında 26. yaşımı bitirdim. Tesadüfler silsileleri bazen güzel rastlantılar oladabiliyormuş değil mi:) 2 , 6  ve 7'ninde şanslı sayım olduğunu söylemden geçemicem. Geçen seneki doğumgünümde ki yazımın üstüne biraz daha olgun biraz daha ayakları yerde bir Damla olduğumu düşünüyorum. Evet belki biraz daha yanlız evet belki biraz daha suskun ama daha huzurlu olduğunu düşünüyorum. Hayatımdan çıkarttığım insanların aslında bana mutsuzluk verdiği gerçeği zamanla daha çok gündeme gelmiş ve demekki bardakları taşırmış ki hayatımda yoklar. Kişi isim vs vs değil bazı hayatlardan bile vazgeçilmiş olması yeter diye düşünüyorum.

Çok olmadı canımın canından can kopalı. Mutlu görünsemde aslında derin bir hüzün içindeyim hala ben. Mutlu olduğumuz zamanlar yok mu var ama her mutlu zamanın sonundaki o ufak sessizlik, o saniyeler süren ama bazen asırlarmış gibi gelen sessizlik... insanı neler düşündürüyor bir bilseniz. En çok "keşke" dedirtiyor insana o sessiz asır saliseler. Keşke demeyi bıraktığımızda zaten daha berrak görebilirmişiz ya önümüzü işte ölüm bunları daha fazla içimize işletiyor. 

Bu gri yağmur dolu bulutların arasında mutlu olduğum o kadar çok zaman var ki....Kısa ama güzel yaz tatilimiz, güzel akşam yemeklerimiz, güzel şaraplarımız ve güzel sohbetlerimiz.... Hala Londra özlemi içerisindeyim. Vakit bulupta gidemediğim için bazen kendimden nefret etmekle beraber oradan gelen güzel resim ve özlem giderici kokular beni biraz kendime getiriyor. Takıntıların en güzeli o ben biliyorum..

Bazı şeyler daha netleşti bu aralarda. Aslında gerçekten sevdiğim insanların bana ne kadarda zarar verebilme ihtimallerinin olduğunu gördüm. İnsanların bencilce sadece birtek beni düşünmeden nede kolay hareket edebildiklerini gördüm. Ben bunları gördükçe içimdeki küçük kız oldu kocaman bir küp. Küp dediysemde içi dolu küp sirke ile doldu desem daha güzel bir benzetme olur. Yani kısaca yine zararım kendime oldu. Baş ağrıları mide ağrıları ile birleşti sağlığım elimden kaymak üzereyken yeni farkettim aslında benim "önce sağlık" dediğimi ve bunu bozacak şeylerden kaçınmam gerektiğini. 

Benim verdiğim sözler var benim sorumluluklarım var. Öyle somut şeyler değil bunlar. Yeri zamanı geldiğindede ösylenecek şeylerde değil. Ömür boyu el ele olacağım sözler. Kendimi kaybetmek yada üzüntüden küp hali almak benimde hakkım bende insanım ama buna sadece ben ve hayatımda 1.sıradakiler karışabilir diye düşünüyorum... Üzdüğüm kırdığım insanlar ise kendilerinden meshuldür. Kimse 5 yaşında değil yada kimse uyuşturucu bağımlısı alkolik değil ki yaptığının farkına varmasın. Lise çağlarındada değiliz aşk gözümüzü kör etsin... Zaman ve süreç diye birşeyden bir haber insanlar sebep bunlara. Zarar gören hiö görmemesi gereken son görmesi gerekenler oldu...Madalyalar yolda... Hırs yapmadım hiç bir şeyi ben hırslı değilimdir öyle. Sadece kendime zarar veririm karşımdakini utandırırım... Yada şimdi yaptığım gibi bırakırım terbiyeleri ahlakları ve karakterleri müsade ettiği sürece vicdanlarıyla konuşmalarını beklerim. Oda olmuyor ise yüksek ihtimalle "herkesin cehennemi cenneti bu dünyadadır" kuramımı geçirmek zorunda kalacağım. Yani bence çoğu ceza mutsuzluk ve ızdıraptır. Anlayana....

Unutulmasın tekrarlıyorum, sevmek en kolayı, sevin. Hoşgörün, kin tutmayın... Karşıdakinin zararı kendi içinin temizliğinden kapanır kısa sürede sevdiğinin bir bakışına bakar ama işte onların sevgisizlikleridir ki bir ömür mutsuzluk olur. Olmasın. 


Bu mübarek günlerde bizi düşündürecek bir şeyler yazdıysam sizi düşündürdüysem ne ala. Mutlu olurum.... Yazın keyfini çıkartın, bol bol gülümseyin ve kalp kırmayın.

Sevgiler DY.