Merhabalar;
Yine biliyorum uzun zamandır yazmıyorum...Başlığı TED mezunları bilirler. Okulumuz mezunlarının mottosudur. Is there a life after College? - Kolejden sonra bir hayat var mı? 1992-2004 yılları arası bütün okul hayatımı neredeyse tek bir kurumda geçirmiş ve bu kuruma ölesiye bağlı olan biri olarak yıllar yıllar sonra, sene 2015'de bu soruya farklı bir cevap veriyorum "hayır yoktur!" dışında; varmış....
Şiirlerim bile biraz sığ geliyor bu ara, ben bile beğenmiyorum bu suskun halimi. Ama olsun, yine de yazmak istediğim hala bir dolu şey var. Meşguldüm uzun zamandır hala da meşgulüm. Ne mi oldu? Yeni okulumda İngilizce öğretmeni olarak işime başladım. "Damla okullar açılmadı ki!" diyorsunuz. Biliyorum, açılmadı. Biz açtık! Kalbimizi, yüreğimizi, zihnimizi, ufkumuzu, geleceğimizi, sevgimizi, kollarımızı, ruhumuzu ve hayalgücümüzü...
Eğitimdeyiz bütün Keşif Koleji ekibi olarak. Yönetim kadromuzdan tutun her bir öğretmenimize kadar eğitim alıyoruz çok kıtmeyli çok yetenekli, birlgili, görgülü ve engin kişilerden. Eğitimler "Kolaylaştırıcı" olmamız için bize sağlanan kolaylıklar aslında. Kolaylaştırıcı sıfatımıza alışıyoruz...Gereklerini öğrenip benimsiyor ve özümsüyoruz. Eğitimimizin ilk günü, herkes birbiri ile neredeyse yeni tanışıyor. Uzun zamandan beri çoğumuz bir sırada oturup öğrenci olmamışız, ders dinlemeyip sadece vermişiz. İlk ders, ilk söz "Seçilmişlik"... Bir çok şeyi anlatıyordu bu kelime, bir çok soru işratini siliyor bir çok korkuyu endişeyi ya da önyargıyı atıyordu çöpe en uzak köşeden bile hem de. Ardından edindiğimiz bilgiler bizi zamanın ötesine götürdü. Tılsımlı kapılardan geçip sihirli cümleler öğrendik. Aslında yaptıklarımızın ve yapabileceklerimizin farkına vardık. Bana tekrar güleceksiniz ama "farkındalığımızın farkına vardık" ve işin en güzel tarafı belki yeni farkettiğimiz bu hal ve durumun bir ömür sürecek farkındalığımızın ilk günü olduğunun farkında değildik. Artık farkındayız, farkındalığımızın, potansiyelimizin, yaptıklarımızın kıymetinin, yapacaklarımızın değernin ve lezzetinin.. hepsinin.
Muhteşem insanlar bir araya tesadüfen gelmezler. Bunu bir kere daha gördüm. "Tesadüfler" şansa dönüşünce hayatta olduğunun ve gerçekten kıymetli olduğunu bir kere daha anlıyorsun. Akıllı, işinde profesyönel, eli açık, kendinden emin, istekli, hevesli ve kusursuzluğa bu kadar yakın bu kadar çok insanı ben ilk defa bir arada görüyorum ailemden ve dostlarımdan sonra. Ve hep olduğum gibi yine, belki son kez, doğru yerde olduğumu ve diğer herkesin de doğru yerde olduğunu düşünüyorum. Biz bu işe evet maddi kaygılar işe başladık belki. Bilmeden, çok da düşünmeden geldik o salona. Bilinçsiz başvurularımızı yaptık, "belki" diye. Şimdi ise tüm kaygılardan uzak doğru yerde doğru insanları, doğru felsefeyi ve doğru markayı beimsediğimizi ve taşıdığımızı biliyoruz.
Hep söylerim, güzel insanlar güzel şeyler yaşarlar ve güzel insanlar güzel işler yaparlar. Yarınlara bu güzelliği bu açık gönüllülüğü taşımak bize verişmiş görev. Çocuklarımız çok şanslı, biz de öyle. Burada buluşmak için seçildik, burada olmak ve fayda sağlamak için geldik.
Şansımız ve hevesimiz baki olsun. Herkese teşekkürler.
PS: Önce Türkçe ve Edebiyat hocalarımdan ve diğer bütün hocalarımdan olası anlatım bozukluklarım ve dil bilgisi hatalarım için şimdiden özür diliyorum :) Hatta "Sorry" :)))
Cheers!
Sevgiler DY.
DY
Thursday, 20 August 2015
Sunday, 16 August 2015
Başka bir dünya
tam da inançlarımı kaybediyordum bir çok şeye.
sonra biri çıkıyor tekrar inandırıyor.
ellerimden sıkıca tutuyor; "inan, gerçek bu" diyor.
zaman geçiyor,
şu hani bildiğimiz klasik hikaye vardır ya;
kavuşamazlar bir türlü...
o zaman aşk olur derler ya hani...
aşk olmasın o zaman!
biz kavuşalım!
olmasın aşk!
kaybedeyim ben tekrar inancımı,
sen tekrar çık o zaman...
dalgalar bile yoruyor şimdi,
arsız okyanuslarda hayatta kalmışken.
ne diyeceğimi bilmeden,
yarını düşünmemem gerekerek yaşıyorum.
biliyorum....
sende ki yerimi,
bende ki hayalini görmemezlikten gelemiyorum..
ama başka bir dünya da yok gidemiyorum.
imkansıza bağlanmış olmak korkusundan uyuyamıyorum...
Sevgiler DY
sonra biri çıkıyor tekrar inandırıyor.
ellerimden sıkıca tutuyor; "inan, gerçek bu" diyor.
zaman geçiyor,
şu hani bildiğimiz klasik hikaye vardır ya;
kavuşamazlar bir türlü...
o zaman aşk olur derler ya hani...
aşk olmasın o zaman!
biz kavuşalım!
olmasın aşk!
kaybedeyim ben tekrar inancımı,
sen tekrar çık o zaman...
dalgalar bile yoruyor şimdi,
arsız okyanuslarda hayatta kalmışken.
ne diyeceğimi bilmeden,
yarını düşünmemem gerekerek yaşıyorum.
biliyorum....
sende ki yerimi,
bende ki hayalini görmemezlikten gelemiyorum..
ama başka bir dünya da yok gidemiyorum.
imkansıza bağlanmış olmak korkusundan uyuyamıyorum...
Sevgiler DY
kafiye
herşeyin bir arada olduğu bir gün olur mu?
bütün keyiflerin bir arada?
bütün hüzünlerin uzakta?
olur mu öyle bir gün?
beklemek dert değil...
olacağını bilirsen.
yürümek zor değil sonunda varacağından eminsen.
bir düşün;
yağmura kızılır mı hiç yağıyor diye?
rüzgara öfkelenilir mi esiyor diye?
ben de sana kızamıyorum işte,
yoksun diye...
bütün keyiflerin bir arada?
bütün hüzünlerin uzakta?
olur mu öyle bir gün?
beklemek dert değil...
olacağını bilirsen.
yürümek zor değil sonunda varacağından eminsen.
bir düşün;
yağmura kızılır mı hiç yağıyor diye?
rüzgara öfkelenilir mi esiyor diye?
ben de sana kızamıyorum işte,
yoksun diye...
Subscribe to:
Posts (Atom)