DY

DY

Tuesday, 3 May 2011

monolog

yazmaya nereden başlayacağını bilememek nasıl bir duyguysa uykusuz olduğunu bilipde uyuyamamak aynı şey aslında. kafam o kadar dolu ki, kafamdakiler boşaltmanın bir yolu olmalı derken blogspot umun açıldığını farkettim.

kafamdakiler şunlar;

beyaz sayfa açmak nasıl olur biliyormusunuz? beyaz sayfa açmak seni üzen etkenleri hayatından çıkartıp hiçde gözyaşı dökmeden gururlu asil bir şekilde hayatına içindeki huzur ile devam etmektir.

aşk,aşk....dünyanın en güzel duygusu.

aldatmak kime göre neye göre doğrudur? ne zamanlar doğru olarak atfedilibilir ki? saçmalık...

Londradaki hayatımı bıraktığım için üzgünmüyüm acaba? yada üzgün olmalımıyım?

istanbul fırsatları kapımdayken ben nasıl oluyorda ankarada kalmaya yelteniyorum? sebeplerim geçerlimi?

şehirlere takılıkalmak bu kadar saçmayken, onları özlemek bir okadarda saçmadır. neyseki istanbul artık beninm için çok daha kıymetli. sansımı orda buldum şansım orda girdi hayatıma...

şansını kendin mi yaratırsın yoksa omu seni bulur?

Ölümün acısını bilmek için yada empati kurabilmek için illaki yaşamakmı lazım bunu? asla... kaybettiklerimiz yada kaybedilenler arkalarında bıraktıklarıyla zaten yeterince bize bunu tattırırlar ve yeterince içindeyizdir aslında. hayatın en büyük gerçeği değilmidir? aynen öyle...

birbiriyle alakasız çiftler neden evlenir? sadece alışkanlıkmıdır insanları evliliğe iten yada -eh artık yıllardır çıkıyoruz evlenmeliyiz yada bir yüzük takalım mantığımı? e çok saçma değilmi?

ankarayı seviyorum ama bir o kadarda bana yaşattıkları için ondan nefret ediyorum. insanlarındanda ayrıca nefret ediyorum. ironik baya! çünkü bir yanım ankaraya aşık!
-------------

bunların yanında içimde öyle bir huzur var ki...anlatılacak gibi değil. neler oldu neden bunu anlatmayacağım. ben biliyorum yüzümdeki gülücüklerdende bellidir diye düşünüyorum. kimseye nispet yada garezim yok, hepimiz insanız sonuç olarak hata yapabiliriz. insanı hatalar yüzünden kimseye kin tutmam.

iyi geceler. :)

DY

No comments:

Post a Comment