herkes her zaman cesur olabilir mi? zaman geçtikçe cesaretimi kaybediyorum. gözüm daha az kör son zamanlarda. risk alamıyor, riske atamıyorum hiçbirşeyimi. neden? yaşlanıyor muyum? büyüyor muyum? yoksa hayatıma, statükoma bu kadarmı bağımlıyım?
düşünmemem gerekenleri düşünüyorum bazen. söylememem gerekenleri söylüyorum. yanlış ayın delisi oluyorum bazen. birşeyi bulup başka bir havuzda kayboluyorum. kapımın önünde duran kış ise bana uzaktan tebessüm ediyor. ne kışlar geçirdin sen ben biliyorum diyor. hepside geçti sonra ardından şahane baharlar yazlar geldi diyor. bu kışta böylemi geçicek? Geçen kışlara baktımda 2009 daki gibi hiç bir zaman o kdr cesur olmamışım. tek cesaretim yeni hayatım olmuş. şimdi? şimdi yapabilir miyim o yaptığımı? herşeyi bırakıp belki daha iyiye gidebilir miyim? alırmıyım bu riski? hayır...korkağım çünkü artık. daha korkak. incekte kocaman kocaman kütükleri balta ile ufak ufak parçalayan şömineyi kendi yakabilen ateşten bile korkmayan damla...
iç hesaplaşmalar bitmez. edebiyat bu, self expressionism... dışa vurum. huysuzluk korkaklık. kendine güvensizlik. ki en çok gıurur duyduğum özellikken. insanlardan değil hayatın ta kendisinden kendimden korkar oldum. adım atarken 5 kere düşünür oldum. daha iyiyi aramaz oldum.
iç hesaplaşmalar bitmez...
Sevgiler DY
No comments:
Post a Comment