Merhaba;
Biliyorum biraz erken yazıyorum "yaz 2014" ile ilgili ama kafam yine o kadar çok dolu ki... Bu sıcak yaz gününde yine böyle deli gibi yazmak anlatmak konuşmak istiyorum kafamdakileri. Kimsenin anlamayacağını kafamdakilere yetişemeyeceğini bildiğim için de daha yüzeysel yazıyorum herşeyi.
Yazın ortalarına gelmek üzereyken bile inanılmaz duygular yaşadım. Unutmak, aşık olmak, terketmek, kaçmak, özlemek, uzaklaşmak, insanları hayatından çıkartmış olamanın hem hüznü hem de keyfi.. Daha daha çoook duygu yaşadım ilkbahar ile beraber. İlk bahar çok kısa geçti. Nisan'ı beklerken birden Temmuz'un ortasını geçtik bile. Zaman ne kadar çabuk geçiyorsa yaralarda o kadar çabuk iyileşiyor. Kocaman tebessümlerim bir o kadar hızlı çoğalıyor etrafıma yayılıyor çevremi de gülümsetiyor. Ne büyük keyif...Ne diyordum; Temmuz geldi. Bütün yıl beklediğim doğumgünüm yaklaşıyor kısacık haftalar kaldı :) 26 Temmuz'unu şimdiden tüm Dünya'nın kutluyorum :) Kutlu bir gün tatlı bir gün. Beni sevenler ve sevdiklerim ile geçirmeyi en çok arzuladığım heyecan ile beklediğim ve keyif aldığım gün.
Bu üst üste gelen duygular gerek "ıssız adam sendromu" ile gerekse "pollyanna sendromu" ile alakalı bence. Herşeyi bir arada yaşıyorum. Kızlarla sonsuz sohbetler, dedikodularımız ve kahkahalarımızın arasında baktığımda aslında çevremde herkes çok mutlu şu ara. Allah bozmasın... Ailem ile şahane vakit geçiriyorum. Tatlı dedem ve anneannem ile daha çok... Tabi ki bu keyifin ve eğlencenin arasında hüzün eksik olmuyor. "kendi kendine yapıyorsun" dendiğinde sinirleniyorum! Nisan nasıl geçti anlmazken yıllar geçmiş resmen... Hem kalbim soğuyor hem de hevesim kaçıyor yavaş yavaş bir çok şeyden. İnsanları tanımak ve anlamaya çalışmak çok yoruyor beni.. Dostlarım ayrı ailem çok çok ayrı ama onun haricini anlamaktan sıkılıyorum. Herşeyi kafamda değerlendirip "acaba ne demek istedi" diye düşünmekten çok çok yoruluyorum. Çoğu zaman "bırakıyorum dağınık kalıyor". Haksız mıyım? bir süre sonra bir çok şeye hevesimiz kaçmıyor mu? Özellikle hayalini kurduğunuz şeyler zamanında gerçekleşmemişse ve bütün enerjinizi hayatınızı tek bir insana adamışsanız yıllarca? Aslında saçma ve karşına çıkan o güzel insanlara haksızlık ama insanız... İnsanım ve hep de öyle kalacağım için normal tepkiler bunlar hayata karşı.
Sigara çok içmeye başladım. Sabah gözümü açar açmaz canım istemeye başladı. Depresyon? dediğinizi duyar gibiyim. Hayır sadece kafam çok meşgul. Çok şey var kafamda. Güven ve aşk ile ilgili çok fikir var. Aslında bunların fikir haline bile dönüşmüş olması çok çok acı. Geçen gün Başak ile konuşurken şöyle bir sonuca vardık; biz yediğimiz kazıklardan atlattığımız onca şeyden sonra hala nasıl güveniyoruz? Hala nasıl sınıfrdan başlayabiliyoruz?. Durdum ve dedim ki; Dostum sen sınıfdan başladığımızı mı sanıyorsun....
Sınıfrdan başlayamıyoruz. Aşk ve güven bir fikir olmuşken hali hazırda bu statüko ile nasıl duygusal bir duygu durumu haline gelebilir? Hayır ıssızlık değil bu; körelmek, duygusuzlaşmak, taşlaşmak dostum.
Tedavisi var; tedavisi yine aşk... Tedavi süreci kısacık ufacık bir kaç salise. Eminim bundan. Çokça eminim.
Konuyu dağıtmadan devam ediyorum. Ardımda bıraktıklarım ile çok huzurluyum aslında. Sadece zaman geçtikçe üstünden yanlışlarımı ve hatalarımı daha kolay görüş daha kolay analiz edebiliyorum. Bu analizlerin sonucunda hayatımı ve kendimi değiştirmek çok kolay oluyor. Kendini değiştirmeye başladığında zaten kendiliğinden huzur ve keyif geliyor. Birazcık daha egonu bir kenara bırakıp dışarıdan en azından kendi pencerenin dışından kendine bakmalısın. Damla'ya baktığımda neşeli, keyifli ve umut dolu birini görüyorum ben. Hadi sen de dene şuan şimdi!!! İnsanların hakkında yaptıkları yorumları düşün, keşkelerini düşün, özür dileklerini düşün, tuttuğun dilekleri düşün.. İşte bunlarn hepsi sensin. Ama bazen öyle bir hale giriyorum ki resmen kaçasım geliyor. Herkes gibi...Kaçmak derken bu evrenden. Yani müziğimi alıp ufak bir çime oturmak bile kaçmak benim için. Kulübe gidip saatlerce at binip saatlerce atlar ile uğraşmak gibi. Ya da arabaya atlayıp şehrin en uzak yerine gidip derin nefes alıp Amelie dinlemek bile kaçmak benim için. İşte o aralarda geçirdiğim ilkbaharı ve yazın başını düşünüyorum bu ara. Hatalarım oldu olmadı değil. Yine dönüp dolaşığ güven konusuna geliyoruz. Dosta güvenmek, karşı cinse güvenmek konuşlarına geliyorum... Allah'a bin şükür az ezik büzük ile kurtardık bu sefer. Ama diğer bir başka sefer olduğunda yine aynı şeyleri yapacak mıyım? ASSSLAAAA!!!! Çünkü öğrendim, gördüm, yüzleştim ve artık biliyorum. Neyi yapıp neyi yapmamam gerektiğini.
Sen de dene...
İşin aslı şu ki; yakın bir zamanda şahane bir tatile çıkıyoruz kızlarla. Geçen sene ki tatlı tayfamız yerli yerinde. eksikler olacak elbet ama çekirdek değişmez! çekirdek olamamışlar ve çekirdekte kalamamışların ise artık bir anlamı yok. Değil mi? Sevdiğimiz insanlar ile sevdiğimiz şehirlerde olacağız. Dönüş biletlerimiz açık hem de çok açık! :) Tatlı Tuğba'cığım ve Başom'a program için şimdiden sevgilerimi teşekkürlerimi gönderiyorum. Çok eğleneceğiz ve çok rahatlayacağız. Öğlen Bellini'leri benden :)
Tatil iyi gelecek. Kafamı toparlamam ve ne istediğime karar vermem için güzel bir zamanda çıkıyorum kaçıyorum bu şehirden. güzel anılar ile geri dönmek dileği ile. Ayrıca 28 Temmuz'da ki blogum için şimdiden yerinizi ayırtın :) (neden mi 28? çünkü anca kendime gelirim doğumgünümden sonra :))
Sevgiler ve kendinize dışardan bakıp hatalarınız ile yüzleşmeniz dilekleri ile...
DY.
PS: Öneri: Ankara'da olanlar Cermodern'de şahane açık hava filmleri var. Takip ediniz :)
iyi tatiller.bulurum sizi türkbükünde. :)
ReplyDeleteDediklerini dikkate alacagim.. ama diger taraftan keske diyorum Damla'yi eskiden gormus olsaydım.. Ayrıca diyorum ki sende kendine baktigin kadar biracikta olsa etrafina bak ve gor.. dusun sonra.. yalniz kacma bilirsin ki kacmak gorundugu kadar da iyi birsey degildir..
ReplyDeletekaçmak yalnız oluyor :)
ReplyDeletehehehee :))) ben o anlamda kullanmamıştım onu ya.. şimdi farkettim.. ama iyiydi :)
ReplyDeletebu arada istenirse iki kişiylede kaçılabilir.. hatta üç hatta dört hatta beş hatta istediğğn kadar çok kişiyle kaçılabilir :) sonracıma bunun adı toplu firar bile olabilir.. :)
ReplyDeletedoğru
Deletepeki ne zaman kaçıyoruz ?
Delete