ömründe hiç sevmemiş birine sevgiyi nasıl anlatırsın? anlatamazsın. ömründe hiç alışmamış birine alışılmış olduğunu nasıl anlatırsın? imkansız. kimseye değil lafım sadece yine aklımda çok soru var. Mesela herşeyini kaybetmiş birine nasıl onun senin herşeyin olduğunu anlatırsın? ANLATAMAZSIN! belki anlar ama en ufak bir fırtınada unutacaktır. En küçük esintide hemen mantığını öne sürüp her zaman yaptığı gibi elinde olmayanlara sarılacaktır. Yanlızlığında boğulurken öldüğünün farkında bile değildir. ne yapsa da anlatamaz bunu sana. Sense papatlalar çiçekler böcekler derken zaman o kadar hızlı geçmiştir ki artık çok geçtir. Aslında geç diye bir şey var mı? Biz insanız yani düşünebilen hayvanlarız. En büyük özelliğimiz adaptasyon. Adapte olabilme yeteneği ve bunu bilmeden yapıyoruz. Bünyemiz yaşamaya o kadar hevesli ki herşeye alışıyor. O bahsettiğim tuzluğun yerine hemen başka bir tuzluk koyuyor. Arıyor tabi ki, nerede bu tuzluk diyor. Ben bunu buraya koyarım hep ve bu uzun zamandır (kimine göre) burada. Şimdi nerede? Yok. Yoksa ok. Aradan zaman geçer. Tuzluk ve yer arasında ki bağ yavaş yavaş kopar. bazı durumlarda bir kaç saat bazı durumlarda yıllar ve bazı durumlarda bir ömür. Ama dediğim gibi insanız! Yaşamak içimizde var. İçgüdüsel yapıyoruz bunu. Yaşamaya programlıyız. Ruhumuzu kaybetmediğimiz sürece de sanırım insanoğlu YAPAMAM ASLA OLMAZ İMKANSIZ dediklerini yapmaya ve bunları sonra düşündüğünde kendine şaşırmaya mahkum.
Güzel mahkumiyetler mi bilmiyorum. Mahkumiyetlerin hiç biri güzel değildir. Ama işte "hayırlısı" var ya o "hayırlısı" bir çok lafı bir çok sesi susturur. Kocaman susturur hem de.
İyi geceler, mahkumiyetlerimizin olmadığı tuzluğumuzun hep yerinde kaldığı günler.
Sevgiler DY.
DY
Sunday, 26 October 2014
alış-ma
alışmak dünyanın en büyük özürü.
elini kolunu bağlıyor.
zamansa bu durumda anlamsız.
masada ki tuzluğun bile yeri değişince yadırgarken,
bu anlamsız alışkanlıklar neden?
kurtul,
elini kolunu özgür bırak.
başka alışkanlıklar yerine,
kalbin ile yürü,
henüz yerini unutmamışken.
Sevgiler DY
elini kolunu bağlıyor.
zamansa bu durumda anlamsız.
masada ki tuzluğun bile yeri değişince yadırgarken,
bu anlamsız alışkanlıklar neden?
kurtul,
elini kolunu özgür bırak.
başka alışkanlıklar yerine,
kalbin ile yürü,
henüz yerini unutmamışken.
Sevgiler DY
umut
gelirler, giderler.
görürler, severler,
aşık olur unuturlar.
kış gelse bile yavrum,
umuttan bunalırlar.
Sevgiler DY
görürler, severler,
aşık olur unuturlar.
kış gelse bile yavrum,
umuttan bunalırlar.
Sevgiler DY
İyilik güzellik
heves dostum,
kendine yapabileceğin en kötü şey.
hayal çocuk,
ruhuna edebileceğin en büyük eziyet.
çünkü insansın,
hata yaparsın.
sonrası iyilik güzellik işte anlarsın.
Sevgiler DY
kendine yapabileceğin en kötü şey.
hayal çocuk,
ruhuna edebileceğin en büyük eziyet.
çünkü insansın,
hata yaparsın.
sonrası iyilik güzellik işte anlarsın.
Sevgiler DY
konuş!
insan kendi kendine konuşmaz aslında
içinde ki biri ile konuşur
hani herkesin içinde biri vardır ya...
ta derinde ruhunda biri.
kalır ya hani orada.
fikirdir, gönüldür, rüyadır, masaldır,
uzak bir şehirdir, kocaman bir hayaldir anlattıkları.
konuşurz da susar.
konuşur konuşur da susar.
konuşmanın bir işe yaramadığı zaman susar.
gelse çıksa karşısına o,
ne diyeceğini bilemeyecekken,
ne çok şey anlatırsın ona.
günün nasıl geçti,
hasta mısın iyi misin değil misin?
aşık mı oldun yoksa?
herşeyi anlatırsın,
duymayacağını bile bile onunla konuşursun.
deli saçması,
aptallık,
ne dersen de,
söylediklerin bir çok şeyden gerçektir aslında.
SEvgiler DY
içinde ki biri ile konuşur
hani herkesin içinde biri vardır ya...
ta derinde ruhunda biri.
kalır ya hani orada.
fikirdir, gönüldür, rüyadır, masaldır,
uzak bir şehirdir, kocaman bir hayaldir anlattıkları.
konuşurz da susar.
konuşur konuşur da susar.
konuşmanın bir işe yaramadığı zaman susar.
gelse çıksa karşısına o,
ne diyeceğini bilemeyecekken,
ne çok şey anlatırsın ona.
günün nasıl geçti,
hasta mısın iyi misin değil misin?
aşık mı oldun yoksa?
herşeyi anlatırsın,
duymayacağını bile bile onunla konuşursun.
deli saçması,
aptallık,
ne dersen de,
söylediklerin bir çok şeyden gerçektir aslında.
SEvgiler DY
Wednesday, 22 October 2014
Affetmek
MErhaba;
Tatlı bir çarşamba akşam üstünden yazıyorum. Hava klasik Ankara havası; sabah eksilerde akşama doğru ile 16'nın üstünde. Sabah giydiklerinle akşama terliyorsun :) İşte Ankara... Ama hep seviyoruz!
Daha önce affetmek ile iligli yazı yazdığımı hatırlıyorum ama tekrar yazmak geldi içimden. Yazdığım konuları tekrarlamaktan sıkılırken "şiirlerin temaları hep aynı Damla" derseniz haklısınız. Onlar şiir :) Onlatra laf yok! :)
Konum affetmek. Hiç kimeyi affettiniz mi? yani gerçekten affettiniz mi? Herşeyi unutup özürünü kabul ettiniz mi? Ama oyun bozanlık yok, yıllar sonra bile hatırlamayacağınız gibi? Ne büyük erdem ne büyük yücelik... Affediyor insan, affetmeden yaşanmıyor hayat. Affetmek hem kendi içini rahatlatıyor hem de karşı tarafın huzurlu bir şekilde hayatına devam etmesine yarıyor. Kin de besliyoruz... Affedemediklerimiz de var. Olacak! Olmalı! Ama yıllar geçtikten sonra kalp ve ruh bir şekilde bakıyorsun ki affetmişssin.. İstemeden, içinden gelmeden zaman silmiş hepsini. Hatırlamıyorsun bile. Hatta "ben sana neden kızgındım?" diyorsun. Ne garip... O nefret o unutulmamışlık o affetmemişlik bakıyorsun ki çoğu akşamlar uykusuz bırakan şey seni, sebebini bilemediğin iç buruklukların olmuş. YAPMA! çok ciddi durumlar yok ise affet gitsin... Diğer türlüsünüde Allah'a havale et. Et gitsin... Halbu ki insanlar ne büyük hatalar yapıyorlar değil mi? Öyle.
Unutma, sen de insansın, sen de hata yaparsın. Kimsenin lkusursuz olmadığını unutma! Yarın bir gün aynı hatayı ya sen yaparsan? Ya sen aynı durumda olursan? Tamam hadi karşında ki senin yapmadığın gibi affetti seni. Ya sen? Ya sen kendini affedebilecek misin? Hadiiiii sonra arayıp durduk yere "affettim seni" de. Olur mu hiç? Zor.. Saçma olur biraz.
Affetmek güzeldir. Kalbi ruhu temizler. O insan eğer geçmişte kaldıysa bile affet! O senden özür dilememiş olsa bile affet! Affet ki kalbin temizlensin ruhun bedeninden ayrı yürümesin. "Ne bu iç sıkıntısı" dedirtmesin sana bu affetmemişlik ve kin ve tabi ki öfke. Boşver. Boşverin.
Affedilecek hiç birşey yapmamak dileği ile.. kimsenin iç sıkıntısı olmamak dileği ile...
Affedin gitsin.
Sevgiler DY.
Sunday, 19 October 2014
temiz sayfa
temiz sayfalar hep defterlerde olmaz
temiz sayfalar bazen ellerde,
yüzlerde, insanın gözlerinde olur.
tertemiz sayfalar için sevgili,
ne bir şansa ne de bir ihtimale gerek olmaz.
gel dedim geldin.
istedim ve oldun.
buna kim ne diyebilir...
SEvgiler DY
temiz sayfalar bazen ellerde,
yüzlerde, insanın gözlerinde olur.
tertemiz sayfalar için sevgili,
ne bir şansa ne de bir ihtimale gerek olmaz.
gel dedim geldin.
istedim ve oldun.
buna kim ne diyebilir...
SEvgiler DY
Burası
kalabalık burası
burası çok konuşur
burası çok huzursuzdur
umutsuz,huysuz ve bir o kadar da gergindir.
gel gör ki,
başımı omzuna yasladığımda,
burası sevgilim,
en korunaklı siperdir...
Sevgiler DY
burası çok konuşur
burası çok huzursuzdur
umutsuz,huysuz ve bir o kadar da gergindir.
gel gör ki,
başımı omzuna yasladığımda,
burası sevgilim,
en korunaklı siperdir...
Sevgiler DY
Tuesday, 14 October 2014
elbet :)
Elbet gelecektir çocuk;
ellerini koklayarak öpen;
gözlerine dokunarak seven;
kalbini duyarak sessiz kalan biri.
mavi kapıların ardından biri çıkacaktır elbet.
yüzünde ki tebessüme;
kalbinde ki yaraya,
göğsünde ki ağrıya ömrünü verecek biri.
menekşe kokan biri,
elbet bulacaktır seni.
yağmurlar ile gelsin bırak.
dert etme sen bunları.
yazın sıcağı,
güneşin sarısı gibi olmasa da,
sonbaharda da aşık olunur çocuk.
unutma
:)
Sevgiler DY
ellerini koklayarak öpen;
gözlerine dokunarak seven;
kalbini duyarak sessiz kalan biri.
mavi kapıların ardından biri çıkacaktır elbet.
yüzünde ki tebessüme;
kalbinde ki yaraya,
göğsünde ki ağrıya ömrünü verecek biri.
menekşe kokan biri,
elbet bulacaktır seni.
yağmurlar ile gelsin bırak.
dert etme sen bunları.
yazın sıcağı,
güneşin sarısı gibi olmasa da,
sonbaharda da aşık olunur çocuk.
unutma
:)
Sevgiler DY
Thursday, 9 October 2014
tartı
hem kaale alınmaz,
hem de pek çok ciddiye alınır.
tartıya nasıl koyduğun ile değil,
ne zaman koyduğun ile alakalıdır.
yağmurlu bir hava da farklı,
kuru Ankara sıcağında bambaşkadır
gidilen yollar ile ölçülür bazen.
tartını da yanına almışsındır üstelik,
bir orada tartarsın bir burada.
yazarsın not alırsın,
sonra okuduğunda,
yıllar geçmiş olsa bile aynı tebessüm,
aynı keyif vardır bazen.
bazen de yavrum,
pek çok farklıdır.
gözyaşların da vardır tartının bir kenarında.
ağırlık yapan onlardır aslında.
Aşk yavrum,
her zaman her yerde aynı değildir.
göz görür,
kelimeler anlatamaz.
mavi mavi hayallerin içinden,
koşa koşa gelmek ister.
atlayıp boynuna,
tam o kokuda ağlamak ister.
Bakarsın yıllar sonra,
aynı kareye aynı şekilde,
kalbini tutarsın,
yerinden çıkmasn diye...
o kadar sakindir ki ortalık,
şaşarsın,
yaşadığın onca şeyi bir türlü telafuz edemezsin.
sonra çekilip bir kenara,
tartıyı param parça edersin.
üstelik çokça gülümsersin.
Sevgiler DY
hem de pek çok ciddiye alınır.
tartıya nasıl koyduğun ile değil,
ne zaman koyduğun ile alakalıdır.
yağmurlu bir hava da farklı,
kuru Ankara sıcağında bambaşkadır
gidilen yollar ile ölçülür bazen.
tartını da yanına almışsındır üstelik,
bir orada tartarsın bir burada.
yazarsın not alırsın,
sonra okuduğunda,
yıllar geçmiş olsa bile aynı tebessüm,
aynı keyif vardır bazen.
bazen de yavrum,
pek çok farklıdır.
gözyaşların da vardır tartının bir kenarında.
ağırlık yapan onlardır aslında.
Aşk yavrum,
her zaman her yerde aynı değildir.
göz görür,
kelimeler anlatamaz.
mavi mavi hayallerin içinden,
koşa koşa gelmek ister.
atlayıp boynuna,
tam o kokuda ağlamak ister.
Bakarsın yıllar sonra,
aynı kareye aynı şekilde,
kalbini tutarsın,
yerinden çıkmasn diye...
o kadar sakindir ki ortalık,
şaşarsın,
yaşadığın onca şeyi bir türlü telafuz edemezsin.
sonra çekilip bir kenara,
tartıyı param parça edersin.
üstelik çokça gülümsersin.
Sevgiler DY
izninle
yollar yavrum,
yollar değil insanları ayıran.
onlar harita üzerindeler sadece.
şehirler de aynı şekilde.
insanları ayıran kalpleri.
kalplerinin arasında ki mesafe
bahaneler ile bezeli,
umut ile süslenmiş,
muhteşem mesafeler...
hepsine lanet ediyorum.
topuna da sövüyorum.
izninle...
Sevgiler DY
yollar değil insanları ayıran.
onlar harita üzerindeler sadece.
şehirler de aynı şekilde.
insanları ayıran kalpleri.
kalplerinin arasında ki mesafe
bahaneler ile bezeli,
umut ile süslenmiş,
muhteşem mesafeler...
hepsine lanet ediyorum.
topuna da sövüyorum.
izninle...
Sevgiler DY
baştan
silip silip baştan yazıyorum,
sonra tekrar yazıyorum.
ve yine siliyorum.
sonunda hiç bir yere varamıyorum.
olduğum yerde,
aklımda anlatamadığım tonla kelime ile,
kala kalıyorum.
biliyormuydun?
Sevgiler DY
sonra tekrar yazıyorum.
ve yine siliyorum.
sonunda hiç bir yere varamıyorum.
olduğum yerde,
aklımda anlatamadığım tonla kelime ile,
kala kalıyorum.
biliyormuydun?
Sevgiler DY
Monday, 6 October 2014
Ahmet Kaya'dan
Damla! sen Ahmet Kaya dinlemezsin ki, hatta duyduğun yerde kapatttırırsın! dediğinizi duyuyorum :) Evet sevmezdim, taa ki alakasız bir şekilde bu parça ile karşılaşıncaya kadar. Hala Ahmet Kaya'dan dinlediğimde beğenmiyorum ancak bu albüm ve seslendiren Gece Yolcuları sanırım bu şarkıyı bana sevdirdiler. Son bir haftadır başka bir şey dinlemiyorum. "Bir eksiğiz" albümünde Ahmet Kaya şarkılarını çeşitli ve aykırı sanatçılar seslendiriyor. Teoman, Gripin ve ya Gece Yolcuları gibi. Hepsi teker teker şahane coverlar olmuş. Hem hayran kaldım hem de bağımlısı oldum. Ahmet Kaya'nın şarkılarının bu kadar derin ve bu kadar anlamlı, düşünülmüş şeyler olduğunuhn farkında değildim sevdiğim insanlardan dinleyinceye kadar.
Bu paylaştığım parça ayrıca sevdiğim bir tanesi oldu... SÖzleri inanılmaz ve öylesine paylaşılan duygular ki... Adam bir kardeş selamında sevdiğini arıyor ve ardından soruyor; bu hep böyle gider mi? Su akar yatağını bulur diyor, beni düşünme kendine iyi bak diyor. Nasıl bir sevgi bu? Gel yanıma demek yerine; seni arıyorum evet arıyorum ama sormuyorum, gel demiyorum...Fırtınam kör kurşun ile bitmez diyor. Nasıl nasıl anlamlı! Kahbe dünya diyor, seni bana düşman eder mi? Ben bu kadar bedbaht ve bu kadar hüzünlü parçalar artık dinlemesem de ve bu kadar arabesk laflar artık beni açmasa da şarkı insanı nasılda içine alıyor, hem müziği hem sözleri ile. Birden düşünüyorsun; evet bırakayım kendine iyi baksın, su aksın yatağını bulsun, beni düşünme, ben seni aramaya devam edeceğim ama gel demeyeceğim dediğim kim var diye... Ve EVREKAAAA! buluyorsun... unuttuğun her ne ise ya da attığın aklından her ne ise birden bire ortaya çıkıyor. Çok acımasız değil mi:) Sonra bütün sözleri ona söylemeye başlıyorsun. Onu aradığın ama bulamadığın tüm zamanları, hatırladığın zamanları düşünüyorsun. Yan yana geçirdiğiniz zamanların nasıl da unutulduğunu düşünüyorsun. BU HEP BÖYLE GİDER Mİ! diyorsun. Ne acı, ne acımasız diyorsun bu dünya... Menekşeleri görüyorsun, kokluyorsun, tanıdık kokular geliyor.. Gözlerin doluyor. Bakıyorsun şarkı bitmiş, sonra başa alıyorsun. Gayrı-ihtiyari bir sigara yakıyorsun, içecek birşeyler arıyorsun ya da kendini dışarı atıyorsun. Dost sohbetlerinde, aile saadetinde ya da yanlız geçen bir günde kendini arındırmaya çalışıyorsun isimlerden, günahlardan, geçmişten ya da anılarından. "Lanet olsun! bu ne zamana kadar böyle olacak" diyosun. Kızıyorsun...Kızdıktan sonra, öfken yatışınca gözyaşlarını silerken buluyorsun kendini... Siliyorsun, o çokça sevilen gülümsemeni tebessümlerini takıyorsun yüzüne ve dostum, hayata devam ediyorsun...
Sevgiler DY
PS: Ahmet Kaya, teşekkürler.... ve ayrıca özür dilerim uzun uzun zamanlarca seni reddettiğim için.
Thursday, 2 October 2014
şimdi
çok konuşuyorsun diyorlar.
sussam da anlatamadığım şeyleri,
konuşarak anlatmaya çalışıyorum
düşün durumun vahimliğini.
bulutu görüp yağmur yağacak sanarsın ya
işte öyle susuyordum.
şimdi;
şimdi fazla konuşuyorum.
fazla sustuğumdan,
şimdi çok konuşuyorum.
boş değil karlı, kış, yağmurlu, soğuk konuşuyorum.
su akar yatağını bulur derken,
o saçma sapan duyguların içinde boğuluyorum,
gel gör ki çocuk,
sen hala oradasın,
ben hala yol gidiyorum.
Sevgiler DY
sussam da anlatamadığım şeyleri,
konuşarak anlatmaya çalışıyorum
düşün durumun vahimliğini.
bulutu görüp yağmur yağacak sanarsın ya
işte öyle susuyordum.
şimdi;
şimdi fazla konuşuyorum.
fazla sustuğumdan,
şimdi çok konuşuyorum.
boş değil karlı, kış, yağmurlu, soğuk konuşuyorum.
su akar yatağını bulur derken,
o saçma sapan duyguların içinde boğuluyorum,
gel gör ki çocuk,
sen hala oradasın,
ben hala yol gidiyorum.
Sevgiler DY
beni?
duyuyor musun beni?
dost meclislerinde ki adında,
rakı masasında ki kokunda,
taze bir simidin tadında,
babamın omzunda ağladığımda ki sessizliğimde,
sarhoşken yürüdüğüm sokakların ıslaklığında,
koşup koşup çarptığım o kocaman duvarlarda,
kaçtığım bizim şarkılarımızda,
sesini duyduğumu sandığım o telefonlarda,
elimin titrediği saçma şiirlerimde,
bağıra bağıra "özledim" dediğimde,
duyuyor musun beni?
SEvgiler DY
dost meclislerinde ki adında,
rakı masasında ki kokunda,
taze bir simidin tadında,
babamın omzunda ağladığımda ki sessizliğimde,
sarhoşken yürüdüğüm sokakların ıslaklığında,
koşup koşup çarptığım o kocaman duvarlarda,
kaçtığım bizim şarkılarımızda,
sesini duyduğumu sandığım o telefonlarda,
elimin titrediği saçma şiirlerimde,
bağıra bağıra "özledim" dediğimde,
duyuyor musun beni?
SEvgiler DY
Adam
Nedendir insanın bu israrı?
nedendir kendine isyanı?
bilmezmisin be adam,
sen de yağmuru seviyorsun,
sen de hep koşuyorsun pencereye.
işte aynısınınız be adam!
sıradan cümlelerin arkasına sığınmaktan vazgeç
sıradan korkaklıklar ile olma yan yana,
hali hazırda ki anılarını kullanıp durma.
sıradan yollarda yürüyorsun zaten,
biraz yenilerine koş be adam!
bu hep böyle mi gidecek diye soruyorsun ya;
sen aynı adımları attıkça,
sen aynı isimlere kadeh kaldırdıkça,
sen aynı suda boğuldukça;
Evet!
Özlediklerina asla kavuşamadan,
o nefis şehirde adım atamadan,
o tatlı yağmurlarda gülümseyerek dolanamadan,
hayat senin ayağına dolanacaktır,
hep mutsuz olacaksındır be adam!
Sevgiler DY.
nedendir kendine isyanı?
bilmezmisin be adam,
sen de yağmuru seviyorsun,
sen de hep koşuyorsun pencereye.
işte aynısınınız be adam!
sıradan cümlelerin arkasına sığınmaktan vazgeç
sıradan korkaklıklar ile olma yan yana,
hali hazırda ki anılarını kullanıp durma.
sıradan yollarda yürüyorsun zaten,
biraz yenilerine koş be adam!
bu hep böyle mi gidecek diye soruyorsun ya;
sen aynı adımları attıkça,
sen aynı isimlere kadeh kaldırdıkça,
sen aynı suda boğuldukça;
Evet!
Özlediklerina asla kavuşamadan,
o nefis şehirde adım atamadan,
o tatlı yağmurlarda gülümseyerek dolanamadan,
hayat senin ayağına dolanacaktır,
hep mutsuz olacaksındır be adam!
Sevgiler DY.
Subscribe to:
Comments (Atom)