DY

DY

Tuesday, 17 June 2014

21. Yüzyılda Issız Adam Sendromu

Günaydın;

Bugün gece çok geç yatmama rağmen erkenden gözümü açtım. kahvaltı bile yapmak istemeden detox çayımı koyup yazı yazmak istedim. Yeni aldığım yazı defterim elimden düşmezken bu ara inanılmaz yazasım içimi dökesim var. Madalyon vakti geldi demek ki:) 

Aylardır kızlarlar çözmeye çalıştığımız bir konu var. Yani aslında çok çok uzun süredir kafa yoruyoruz bu mevzuya ama bu ara çok sık bir şekilde duymaya başladık ve çokça başımıza gelir oldu. (Başako söz verdiğim gibi yazıyorum:)) 

İzninizle konuyu irdeleyip içimi dökmek istiyorum:) Konuya çok bilimsel yaklaşıcam ama tabiki yazarken kahkahalarla yazıyorum ama konu derin ve ciddi ilgi istiyor. Bilimsel ve deneysel araştırmaların sonucunda elde edilmiş bulgular ile birinci ve ikinci ağızdan örneklerle konunun üstünden geçeceğiz. Lütfen! sessizlik! 

Issız Adam Sendromu:

Issız adam nedir, kime denir, nasıl yaşar, hangi özellikleri taşır, ne yer ne içer, sendroma nasıl yakalanır, yakalandığını nasıl anlarsın biraz bunlardan bahsedelim. 

Issız adam yüksek ihtimal 30 lu yaşlarındadır ya da otuzuna yaklaşmıştır. 26'larda başladığını düşünüyoruz bu durumun. Adam ya üniversite ya da sonrasında ki döneme kadar sakin sessiz keyifli gençliğini aşayan aşık olan hop orda hop burda yaşının gerektirdiği gibi gezen tozan eğlenen bir adamdır. Üniversiteyi bitirince ya da eğer biraz daha zeki ise masterını falan bitirince veyahut iş hayatına atıldığında bu sendroma yakalanıldıldığı düşünülür. Neden? 

Nedeni çok basit, sevgili hemcinslerimden (bizde bir ıssız adam bırakmışızdır arkamızda kabul ediyorum olabilir mümkün) inanılmaz bi kazık yerler bu adamlar daha henüz ıssızlaşmamışken. Ya aldatılırlar, ya aşık olur sürünürler, ya reddedilirler, boşanırlar, aşık olup karşılık alamazlar ki biz buna pre-ıssız adam sendromu diyoruz. Gözle görülür bir şekilde "ben geliyorum" der bu durum. Güvenleri sarsılır, bildikleri yıkılır, önce insanlara sonra kendilerine güvenleri kırılır, uçmak isterken uçamamak gibi bişi olurlar işte. Ardından post-ıssız adam sendromu başlar. Bu ayrılık ,ya da her ne ise, sonrasında yakın arkadaşlarıyla gezerler tozarlar yerler içerler ki genelde bu zaman bekar mümkünse kızarkadaşı olmayan erkekarkadaşlar ile geçirilir. Genelde konuşmalar şu yöndedir;

-aman oğlum salak mısın? 
-amaaaan sal gitsin ya
-takıl oğlum artık aşk neymiş?
-ciddi ilişkimi ha ha ha deli miyiz biz?
-hayır zaten nolcaktı ki evlenicek miydiniz?
-evlilik "game over" 
-hadi rakı balık!
-sana kız mı yok takıl geç!
-bağlanmak gereksiz neden bi kıza bağlayasın ki kendini
-hepsi aynı bunların güvenilmez
-kızlara asla güvenilmez
-ilişki saçma bişi zaten

Gibi cümleler döner çoğunlukla. Birbirlerini ultra gaza getirip hooop ordan oraya gece moduna geçilir. Tatiller, gece muhabbetleri, rakı balıklar, kalabalık erkek masaları ve tabi ki bol bol kahkaha. Aslında fena değildir hayat pre-ıssız adam sendromu döneminde. Keyiflidir yani. Adam aldığı darbeyi kompanze etmek için hayatı kaale almamaya karar verir. Mutsuzluğunu keyif ve sefa tabiki bir de dostlarla örtmeye çalışır. Issızlığını gece yatağına yattığında farkediyordur. Sevdiği gerçekten aşık olduğunu düşündüğü kızın kokusunu, gölgesini bile arar kimseler yokken. Belki ağlıyordur da? kim bilir... Duvarlar örülür, sıkı ve sağlam duvarlar bu zaman içerisinde. Kimse girmez uzun bir süre hayatlarına varsa yoksa eğlenelim gezelim araba alalım içelim keyif edelim. 

Ardından tesadüfler silsilesi içinde uzun zamandan sonra biri girer hayatlarına. Yani uzun zamandan sonra ilk defa birinden "günaydın" mesajı almak hoşlarına gider. Kendinelerine hafifi hafifi güvenleri gelmeye başlar. Ama daha henüz adını koymak istemezler. Karşıda ki dişi de zaten bu durumu farkeder hemen gözündennnnnn :))) Hafif hafif yaklaşır tebessüm ederler beraber. Arkadaşlardan birazcık uzaklaşılır bu dişinin hayatlarına girdüğü dönemde. Hoşlarına gitmiştir kız çünkü ve onunla vakit geçirmek ister. Kendini rahat hissediyordur. Kızın kendine güveni onları etkiler, hoşlarına gider keyifli ve iyi biri olması. Bol bol vakit geçer. Sohbetler yemekler vs vs. Zamanın nasıl geçtiği anlaşılmamıştır. Adam hala güvenmemektedir kızlara ama bir yanıda "ya bu kız tatlı şirin iyi bir kız. acaba denesem güvensem mi?" diye düşünür. Zaman geçer...

Adım adım gerçek ıssız adam yaklaşmaktadır bu aralarda. Kız hali ile aranmak sorulmak merak edilmek ve "erkekarkadaşım" demek ister yavaştan bu adama. Çünkü beraberlerdir beraber güzel vakit geçiriyorlardır ve aşık olmaya alışmaya başlamaktadır. Kızın ağzından, yani bizim ağzımızdan ne düşündüğümüzü böyle durumlarda ifşa etmicem ama klasiğin biraz dışındayızdır ben ve çevrem karıştırılmasın... Farklı tepkiler ve farklı beklentilerimiz vardır evlilik ve ciddi ilişki dışında. Huzur ve güvendir asıl olan... Neyse adamımıza geri dönelim. 

Kız yavaştan adamın ağzını aramaya başlar. Aptal ise "biz neyiz" ile girer cümleye ama yok gerçekten merak ediyorsa ne olacağını daha tatlı cümleler ile gerçekten ne düşündüğünü, kendisini onun erkek arkadaşı olarak kabul edip edemeyeceğini emek harcayıp harcamaması gerektiğini öğrenmek ister. Çünkü insanız aşık oluyoruz... Normal tepkilerdir bunlar. Kısacası iş ciddiye binmeye başladığında kız kem küm mırın kırın ık mık etmeye başlar. Bunu adama belli eder "eeeee? yani? ok midir? oldu mu?" diye resmen. 

Ama adam ıssızdır. Adam güvenemez, adam sorumluluktan kaçar, adam "ilişki"den korkar, adam aşık olmaktan korkar. Çünkü bir kere yaşamıştır ve yeterince görüp yaşayıp incinmiştir. Duvarları vardır geçilmez erişilmez. Hayat sanki kendi etrafında döner, birini mutlu edecek kadar bile mutlu değildir. Birine alışmaktan bile korkacak kadar sevgiyi aşkı tekrar yaşamak istemeyecek ve bundan çok korkacak kadar "bahtless"dır (Başako'nun lafı:)). Ve ıssız adamın cümleleri genelde, yüzde 90 şöyle sınırlanabilir;  


-ilişki istemiyorum
-bir ilişkiye hazır değilim.
-sorun sende değil bende
-sen iyi birisin
-daha iyilerini hak ediyorsun (which is my fav.!)
-böyle iyiyiz 
-takılıyoruz işte
-sorumluluk istemiyorum
-nerdesin kimlesin diye hesap sorulsun istemiyorum
-bağlanmak istemiyorum
-kızlara güvenmiyorum
-sana güvenemem
-ben bile ne istediğimi bilmiyorum
-sen daha iyilerine layıksın
-ben işe yaramam

Ve türevleri bir çok kelime üretebilirsiniz kafanızdan. Emin olun hepside bu konuşma pencerelerinin içine yerleşecektir. Tam oturacak ve mutlaka birimizden birinin duyduğu bir laf olup "hıh evet bunu da söylemişti". 

Arkadaşlar biraz daha yaratıcı olsanız? Azıcık daha çaba sarfedip birazcık daha yaratıcı olsanız? Yani kızlar birbirlerini dinlerken zaten arkadaşının anlattığı hikayeyi biliyor oluyor ve cümlenin sonunu bazen dinleyen arkadaş tamamlıyor çünkü çok klişesiniz. Çok klişe. 

Ardından ıssız adamımız hayatına giren, güvenmekten korktuğu, aslında çokca keyif aldığı, muhteşem sarılıp koklayabildiği ve gerçekten belkide onun için "doğru" olan kızı hayatından böylelikle çıkartır. Çünkü kimse ama kimse böyle bir durumun içinde daha fazla yer almak istemez. Biz kadınlar duygusalız, tabularımız var, duymaya bile tahammül edemediğimiz cümleler var. Değer verdiğimiz varlığa saygı duymak isteyip onun en az bizim kadar yüksek EQ'ya sahip olmasını arzu ediyoruz. Var, böyle durumlara gelen hemcinslerimde var. Onlar ruhlarını ve bedenlerini kirletmekten başka bir şey yapmıyorlar... Ve bu ıssız adam sendromu bu hemcinslerim ile büyüyor çoğalıyor. Çünkü kız bi gün onunla bi gün bununla. Umrunda değil ondan bişi kopartıyor bundan bişi kopartıyor. Ödenen bir hesap bile bazen onlar için kar kalıyor yanlarına. Biz güçlü kadınlar, hissettiklerimizin doğrultusuna gideriz tabiki, kalbimiz kıymetlidir ve onun ne söylediği. Ancak ve ancak, bu durum bizi yormaya bizi sıkmaya başladığında, karşımızda ki adamın "güven eksikliği" nin olduğunu anladığımızda çokça tatlı bir şekilde kendi tatlı mutlu hayatımıza geri döneiliriz. Biraz üzülünür alışmışlıklar silinir ama mutlaka keyif yerine gelir :)

Issız adamlar doğru insanlar dğeildir diye birşey yok... Sadece sen onun için doğru insan olmuyorsun bazı durumlarda. Adam elbet birine güvenecek adam elbet biriyle hayatını paylaşmak isteyecek ama seninle olmuyor ve duvalarını sana açmıyorsa sen doğru insan değilsindir... Belkide öylesindir ama bunu kimse bilemeycektir. Sonsuza kadar "duvarlarını yıksaydı" belki iyi bir çift olabilirdik soru işaretinin cevabını kimse bilmeyecek. 

Böyle hikaye o kadar çok var ki... Kimse üstüne alınmasın, illa yaşamış olmam gerekmiyor benim. Çok kızarkadaşım var onlarında çok kızarkadaşı var. Duyuyorum görüyorum ve yaşıyorum... Böyle durumlarda sakin olup derin bir nefes çekip çantanı alıp masadan kalkmalı :)

Ve şimdi biraz size sesleniyorum.

Sevgili ıssız adamlar;

Her kız onun gibi değil. Her ilişki zor sıkıcı ve bunaltıcı değil. Hayatlarınızdan sizinle olmak isteyen insanlar geçiyor, mutşaka biri sizin zincirlerinizi kıracak ve sonsuz mutlu edecektir. Bu kadar abartmayın durumu ya da en iyi tavsiyem; Madalyon Klinik. :)))))

Sonuç olarak güvenmekten başka çare yok. Hı "hayatım boyunca böyle olucam ve ben kendi kendime yeterim, dostlarım var" diyorsanız o ayrı... Ama en kötüsü en yakın arkadaşınızın evliliği olacaktır :) Unutulmasın :))))) O gün gelmeden bence aşık olun o gün gelmeden birinin elini korkmadan utanmadan çekinmeden gocunmadan yarını düşünmeden tutun!!! Aşk sevgi dünyanın en güzel şeyleri...

Benden bu kadar bugünlük. aylardır konululanları aylardır kız meclisinde tartışılanları yazmak istedim. Hepsi teker teker kimden kimlerden bahsettiğimi biliyorlar :)

Quotation aldığım yerleri ve isimleri yazmak çok isterdim. İsim vererek örneklendirerek anlatmak deli gibi isterdim ama mümkünatı yok :) Bibliography sayfam olsaydı keşke keşke soyadlar ve tarihler verebilseydim. Ama beni ve çevremi tanıyanlar zaten etrafımda olan bitenide tahmin ederler.

Sizi çok seviyorum kızlar iyi ki hayatımdasınız


Not: bu bir bilimsel yazıdır!!! :)

:)


Sevgiler

DY. 



17 comments:

  1. ağzına sağlık Damla'cığım. resmen bir çok kişinin düşüncelerine tercüman olmuşsun. Kalemin çok kuvvetli ve herkesin anlayabileceği bir dilde. Tebrik ederim... Bibliography ve quotationları biz aldık! :)))

    sevgiler

    ReplyDelete
  2. Çok güzel yazmışsın gerçekten.. uzun zamandır arada takip ediyorum seni.. hani sende bir cevher olduğunun, farklı olduğunun farkındayım ama inan bu kadarını tahmin etmemiştim. ayrıca bizleri iyi tanıyosun, kişileri iyi analiz ediyosun, zekisin vs.. filan işte.. yani seninle dans etmek zor.. ;)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bu arada bu yorumu yazan şahıs olarak kendimi; bir ıssız adam olarak mı, gizli hayran olarak mı adlandırsam bilemedim.. neyse aslında ikisi de olabilir.. :)

      Delete
    2. Tesekkur ederim.

      Begenmenize ve dogru tesbitler oldugunu dusunmenize cok sevindim.

      Sevgiler

      Delete
    3. tam senden biraz beklediğim ve biraz da beklemediğim bir cevap vermişsin. ayrıca ne demek.. sen hep yaz, ben hep okurum.. Teşekkürler :)

      Delete
    4. Hangi işmiş o.. kime gel diyosun bakim sen :) (Takipten sana böyle bi soru çıktı şimdi..)

      Delete
    5. Diger siirden bahsediyorsun sanirim?

      Delete
    6. yoo.. onu nereden çıkardın.. neyse detayını mail olarak atarım. takip ediniz lütfen :)

      Delete
    7. This comment has been removed by the author.

      Delete
  3. evet yazı güzeldi ama güzel bir yazı olduğunu unutturmadıı... bir üstteki anonymous seni etkilemesin orjinalin replikası yorumları var. inceden takip ediyorum yazılarını, kolay gele

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkürler :) yani "güzel bir yazı olduğunu unutturmuyor" derken ne demek istediniz?

      Delete
    2. yalnızca iki cümlede ayar verilir diyorsun"uz":) bizzss* karşıdakine saygı duymasını da bilirirzzss*.

      efendim bazen karşınızdaki çok güzeldir ama yalnızca güzeldir ilerisini düşünmezsiniz ya işte öyle diyorum; yalnızca güzel... tespitlerden ötesi yok. bu konuya ilişkin birçok yazı var. nerede bu yazının özgünlüğü, farklılığı, diğerlerinden ayrılan özellikleri?

      şunu da belirtmek isterim şahsını"za"; ben bu kadarını da yazamazdım ama beklentilerimi biliyorum. güzel yemek yapamayanlar güzel yemek yemeyecekler diye bir kaide yok eyle ya...

      *smeagol taklidi yapmak istedim. gerçek hayatta yapamıyorum bari anonim olunca yapalım dedik:)

      Delete
    3. *smeagol atfı çok çeşitli ruh halimin bir belirtisi olsun diyeydi. yoksa milletin önüne geçerek şebeklik yapma kastıyla değildi, bilgilerinize

      Delete
    4. Tesbitler ve onların üstüne yorumlar var yazıda. Ben bu konuya dair pek yazı okumadım, çevrem de okumamış ki yazı ilgi çekti çokca. Özgünlüğü tesbitlere yapılan yorumlar ve kendimce verdiğim cevaplardır :)

      Teşekkürlersssssssss, takibe devam ediniz :)

      Sevgiler

      Delete
  4. Gerçekten hoş olmuş. Bi erkek olarak ben bile bu kadarını yazamazdım

    ReplyDelete